Erasmus için Maribor'u kazanıp
gideceklere tavsiyeler...
1- Maribor'a ulaşım: Maribor'a Türkiye'den direkt uçuş yok. Ama Ljubljana'dan
ya da Graz'dan Maribora geçiş oldukça rahat. Ben Ljubljana üzerinden gitmiştim
fakat Graz Maribor'a daha bile yakın. Hangisi ucuzsa onu tercih
edebilirsiniz.
Eğer Ljubljanadan
gidiyorsanız; bence MB'a geçmenin en kolay yolu internetten online satın
aldığınız Goopti shuttleları. (goopti.com) Bu servisler sizi direkt
havaalanından alıp Maribordaki otobüs terminaline ya da 2 3 euro ek ücret
dahilinde yurdun önüne kadar götürüyor. Bu hizmeti internetten online satın
alıyorsunuz. Yalnız geç kalmayın çünkü fiyatlar erken alırsanız daha
ucuz.
Eğer Grazdan geliyorsanız da
Grazdan Maribor'a otobüsler var. Zaten arası 50 km falan. Baya yakın
yani.
Bunun dışında Zagreb ya da
Budapeşte de diğer seçenekler ama en yaygınları Graz ve Lj.
2- Marketler; Marketlerle ilgili söylemek istediğim şey genellikle marketlerin
çalışma saatlerine dikkat etmeniz gerektiği. En geç kapananı gece 10da
kapanıyor. İçki gece 9a kadar satılıyor ve 1 dk bile geçse satmıyorlar. Pazar
günü marketler ya kapalı ya da öğlene kadar. Hatta paskalya gibi bayramlarda da
kapalı olabiliyor aman dikkat. Ayrıca marketlerde poşet parayla. Yanınızda bez
torbanız ya da sağlam bir poşetle gitmeniz tavsiye edilir.
Hofer: Hoffer
Slovenyanın(Avrupanın) Bim'i gibi bir şey. Ürün çeşitliliği çok fazla değil
fakat civardaki en ucuz marketlerden. Örneğin dolapta soğuk alkol/bira vs yok
ama diğer marketlerden daha ucuza temin edebilirsiniz. Ayrıca hofferdeki bio
natural adlı markanın bulguru satılıyor, çok süper değil ama bulgur pilavı ya
da kısır denemeleri yapabilirsiniz. Hofer dravanın kenarında büyük pazar
yerinin orda. KMSnın da önünde. KMS ne derseniz oraya gidince ilk öğreneceğiniz
yerlerden merak etmeyin...
Spar: Konumu nedeniyle çok
tercih ediliyor. Oldukça merkezi bir yerde. Özellikle Tyrseva yurdunda
kalanlara çok yakın. Fiyat açısından en pahalı marketlerden.
Tuš: Yine Tyrseva yurduna yakın bir market. Ucuz sayabileceğimiz
kategoride. Ben seviyordum açıkcası burayı. Tek kötü yanı çalışma saatleri çok
az sanırım akşam 7de kapanıyordu.
Mercator:
Şehirde birçok mercator var. Küçük olanların çalışma saati az. akşam 8de
kapanıyorlar. Fakat bus stationun ordaki mercator her gün gece 11e kadar
pazarları da 10a kadar açık. Pazar günü ya da bayramlarda bulabileceğiniz
muhtemelen tek açık market. Nöbetçi market misali yani.
Lidl: Lidl da
hoffer gibi ucuz market seçeneğinden fakat merkeze biraz uzak. Eğer gospoda
kalıyorsanız sürekli gideceksiniz ama tyrsevada kalanlara uzak bir
alternatif.
Interspar: Bu
market ise sparın büyüğü. Europark alışveriş merkezinin içinde. Ne isterseniz
bulabileceğiniz türden bi yer. Ben ilk gittiğimde oradan kendime saç kurutma
makinesi yastık bikaç tabak kase vs almıştım.
Tedi: Tedi de
biraz sapa bi yerde. Bizim tedilere benziyor ama tam aynısı değil. Ivır zıvır
diyebileceğimiz şeyler satılıyor. Kırtasiye, çanak çömlek terlik tencere tava
gibi değişik ihtiyaçlarınız için güzel bi alternatif.
4- Maribor'da yeme-içme: Öncelikle bu konuda söylenecek ilk şey kupon sistemi.
Nedir bu kupon sistemi derseniz Slovenyada üniversite öğrencilerine sağlanan
bir kolaylık(gerçekten çoook süper bi sistem). Şöyle ki, fakültenizden
aldığınız çeşitli evraklarla ve Sloven bir sim kartla gerekli yere
gidiyorsunuz. Orada hemen 5 dk içinde görevliler hattınıza kuponlarınızı
tanımlıyor. Sloven sim kartınıza aylık 20 adet kupon yükleniyor. Bu kuponları
şehirdeki birçok restoranda kullanıyorsunuz. Genellikle menüler çorba+ana
yemek+meyve+içecek şeklinde. Fiyatlar ise 0-4euro. Yani en pahalısı 4 euro.
Paranız bittiğinde bedava seçeneklerde de karnınızı doyurabiliyorsunuz.
Kuponları ise akşam 8e kadar kullanabilirsiniz. Günde 4 kupondan fazla
kullanamazsınız ve harcayacağınız kuponlar arasında 4 saat olmak zorunda. Bu
bence Slovenyanın üniversite öğrencilerine sağladığı en iyi imkan ve erasmusta
da çoook işe yarıyor. Benim ve arkadaşlarımın en çok gittiği restoranlar ise;
Astoria
(Kupon=3.60euro): Kesinlikle enn çok gittiğimiz yer burasıydı. Çalışanları
Erasmus öğrencilerini o kadar benimsemişti ki dönem sonunda hepsiyle arkadaş
gibi olmuştuk. Burada salata ve çorbanızı açık büfe şeklinde sınırsız
alıyorsunuz. Ana yemek olarak da pizza makarna çeşitli soslu tavuklar kalamar
vs var.(kalamarı çok güzelll). Biz genellikle pizza söylüyorduk. Pizza çoook
büyük olduğu için bitiren kimseyi görmedim. genelde herkes kalanı paket
yaptırıyor. Astoriayı herkese şiddetle öneriyorum. Konumu tam merkezde.
Tyrsevadakiler sürekli gidiyor. Pazar günleri açık!
Q
city(kupon=3.90): Burada da kupon geçiyor fakat ben diğer yerleri yemek yemek
için daha çok tercih ediyordum. Q cityde kahve, tatlı vs gibi şeyler çok iyi.
Mekan da güzel. Pazarları kapalı.
Baščaršija (Kupon=2.70)İsmi karışık gibi duruyor ama korkmayın. Burası bir Bosna restoranı. Domut
eti yemeyenler için iyi bir alternatif. ćevapčići dedikleri aynı bizim
köfte olan şey en meşhur yemeği. Türklerin damak tadına yakın olduğu için
sürekli Türklerin gittiği yer.
Patrick's
Pub(Irish pub): Adı pub ama restoran kısmı çok güzel bir yer. Burada da
kuponlarınızı kullanabilirsiniz. Lazanya, chicken with potato ve hamburgerleri
tavsiye edilir. Konumu da Baščaršija
ile aynı sokakta. Rektörlüğe çok yakın.
Çin restoranları: Biri merkezde ve biri de Dravadaki Otok’a yakın 2 tane
çin restoranı var. İkisinde de kupon 2 euro. İkisinde de Çinliler çalışıyor
İngilizceleri yok denecek kadar az. Ben Dravaya yakın olanı daha çok seviyorum
ama biraz uzak. Ama ikisi de 2 euroya ördek yiyebileceğiniz iyi alternatiflerden.
Tıka basa doyuruyorsunuz hatta kuponla tatlı da geliyor.
Cantante(kupon 2.65): Burası için müthiş şeyler söyleyemeyeceğim. Fakat
pazarları açık nadir yerlerden. Porsiyonları büyük bi yer bence. Yemekleri çok
başarılı olmasa da shotları 1 euro. Partiye gitmeden uğranabilecek bi yer.
Luft: Burası gündüzleri cafe geceleri club. Bir binanın çatısında. Kahve
vs içmek için güzel bir yer. Ayrıca her yıl burada erasmus partileri
düzenleniyor. Şık kyafetlerinizi yanınıza almayı unutmayın.
Vivaldi: Burası çeşrin dışında bir restoranmış. Fakat ben hiç gitmedim.
İnternetten sipariş vermek için çok iyi. Kupon kullanılıyor (3,80 sanırım)
Pizzaları süper! Fakat siparişi Sloven bi arkadaşınızdan öğrenmelisiniz.
Pekarna: Pekarna aslında fırın demek. Bahsedeceğim yer de bir fırın.
Fakat Gece partiden dönerken vs herkesin uğradığı çoook güzel pizzaya sahip
yer. Eminim hepiniz en az 1 kere olsun bu taze dilim pizzalardan yiyeceksiniz.
Ayrıca şehrin diğer tarafında Pekarna Euroval denen fırının da böreği(burek’i)
çok güzel.
Macka ve Piranha: Dravanın kenarındaki şehrin en meşhur cafeleri.
Bildiğin cafe işte ama Dravanın kenarında işte. Cafe dediğime bakmayın alkol de
var. Güneşli günlerde dışarıda oturup sohbet etmek çok keyifli oluyor.
Biraz da bedava yerlerden
bahsedelim. Aşağıdaki alternatifler kuponlarınızla birlikte 0 euro yani bedava;
Lunch Box, Kanepe: İkisi
yanyana. Hamburger, pizza, sandvic gibi seçenekler+ salata+ meyve ücretsiz. Ben
lunch boxı tercih ediyorum.
Eat smart: Burası makine
mühendisliği fakültesine çok yakın. Bence en güzel bedava yerlerden.
Sandviç+salata+meyve kombinasyonu çok başarılı. Sandviçlerde her şeyi
seçebiliyorsunuz.
Fresh 4 life: Vee en favori
bedava yerim. Burada da küçük boy sandviç+milkshake+meyve ücretsiz
Mango: Mangonun hem ücretsiz
hem de ücretli kısmı var. Bence ikisi de güzel. Fakat tyrsevadakilere biraz
uzak. Gospoda kalanların çok gittiği bir yer
Tabiki aslında daha çok mekan
var fakat bunlar benim sıkca tercih ettiğim gitmekten hoşlandığım yerler.
Barlara clublara girmedim oralara girersek çıkamayız artık siz gidince kendiniz
keşfedersiniz.... NOT: Slovenya'da musluktan akan su içilebilir sudur. Biz denedik test ettik 5 ay içtik bir şey olmadı. Ayrıca cafelerde vs musluktan su isterseniz ücretsiz getirirler.
4- Maribora yakın gezilecek
yerler; Maribora geldiniz biraz zaman geçirdikten sonra şehir merkezine alışıp
her şeyin yerini öğrenmeniz çook kısa sürecek. Burası oldukça küçük bir şehir.
Ama şehrin etrafında görülmesi gereken yerler var. Mesela;
Kalvarjia: Burası hemen
merkezin kenarında bir tepecik. Yukarı çıktığınızda çok tatlı bir şehir
manzarası göreceksiniz. Çıktığınızda diyorum çünkü 300küsür merdiven
basamağıyla çıkılıyor buraya. Spor amaçlı da gidebilirsiniz ya da gün batımına
yakın arkadaşlarınızla biraz vakit geçirmek için de.
Piramida: Burası da şehrin
diğer tepesi. Buraya patika yollardan gidiyorsunuz. Yaklaşık yarım saat
yürüyerek tepeye tırmanıyorsunuz. Burada küçük bir de çan sizi bekliyor. Yine
manzarası güzel bir tepe. Erasmusa ilk gittiğinizde kalabalık bir grup olarak
giderseniz hem kaynaşmış hem de yolda canınız sıkılmamış olur. Ayrıca bence
hafiften romantik de bi yer J
Otok: Drava nehri üzerinde
küçük bir adacık. Gospo yurtlarına çook yakınç Tyrsevadan ise Dravanın
kenarından yapacağınız salına salına bir yürüyüşle 30-40 dk. Otok içinde yaz
döneminde Havuz da var arkadaşlarınızla gittiğinizde oldukça eğlenceli. Havuzu
düşünmezseniz yanınızda götürdüğünüz battaniyenize oturup bir Maribor şarabı
içip müzik dinleyebileceğiniz doğayla iç içe bir yer.
Pohorje: Burası Mariborun
kayak merkezi dağ. Kışın kayak için yazın ise yürüyüş için gidebilirsiniz.
Pohorjeye teleferikle ulaşabilirsiniz.
Old vine tree: Maribor
hakkında birazcık araştırma yaptıysanız zaten dünyanın en eski üzüm ağacının
burda olduğunu okumuşsunuzdur. Dravanın kenarında bir müze olarak hizmet
veriyor bu ağaç. Eğer grupça giderseniz ücretsiz şarap tadımları vs
yapabilirsiniz. Maribor beyaz şarap üreticiliğiyle ünlü bir şehir. Bence de çok
iyi ve ucuz şaraplar var. Benim favorim kesinlikle Muşkat. Marketlerde Sladki
Muşkat ya da Rumeni Muşkat gibi çeşitleri var. Hofferde 4,5 euroya
alabilirsiniz ve çok çok güzel. Daha ucuz bir alternatif de Mariborçan. Ama
bence Muşkat daha güzel ama birazcık fazla tatlı bir şarap.
Ayrıca bir dipnot olarak
Slovenler beyaz şarabı sodayla karıştırıp içmeyi seviyor. Yazın güzel değişik
bir alternatif olabiliyor.
NK Maribor vs Olimpia futbol
maçı: Maribor’un futbol takımı NK Mariboru ve Olimpia maçları Sloven liginin en
çekişmeli maçı(zaten küçücük ülke ama...) Biz de arkadaşlarımızla bu maça
gitmiştik. Eğer siz ordayken denk gelirse bence gidin. Biz 2 maç için 15euro
vermiştik. Stad 15 kişilik falan sanırım çok büyük değil ama yeni ve modern.
Trübünler de sahaya oldukça yakın. Biz en önde falan izlemiştik ama zaten
herkes oturur vaziyette tenis maçı izler gibi izliyor. Çocuk ve kadın sayısı
oldukça fazla idi.
Kano ve diğer su sporları: Havaların iyi olduğu zamanlarda Drava nehrinde kanoya binebilirsiniz. Saati 5-6 euro civarı değişiyor. Küçük bir bilgilendirme sonrası hemen kullanmaya başlıyorsunuz. Bu yerlerin dışında Maribor ve
genel olarak Slovenya trekking için oldukça güzel yerler. Biz daha önce oldukça
kalabalık(20 kişi) bir grup olarak saatlerce(6 saat) yürüyüşlere çıkmıştık.
Civardaki ormanlara, göllere vs gidiyorduk. Siz de böyle etkinlikler düzenleyip
arkadaşlarınızla olabilirsiniz. Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız çok güzel
fotoğraflar çekebilirsiniz.
4- Slovenyada
gezilecek yerler; Maribora gelip etrafı biraz keşfettikten sonra vakit
kaybetmeyin hemen başlayın gezmelere
Bled:
Slovenyanın en turistik yeri sanırım. Bled gölü Maribor’a yaklaşık 120 km
falan. Biz arkadaşlarla araba kiralayıp günübirlik gitmiştik. Tam bir doğa
harikası bir yer. Birazcık pahalı ama göl kenarında bazı restoranlarda
kuponunuzu kullanabilirsiniz. Konaklama olayıyla ilgili pek bir fikrim yok
açıkcası. Gölün içinde minik bir ada mevcut. Sandal kiralayıp oraya da
gidebilirsiniz. Slovenler gelenek olarak evlenmeden önce bu adaya geliyorlar.
Damat gelini kiliseye kadar kucağında taşımak zorunda imiş... fotoğrafçılar kameralarınızı
hazırlayın çünkü çoook güzel kareler yakalayacaksınız... Bir hatırlatma daha Bled'in kendine ait bir tatlısı var bir pastanede/cafede oturup tatmayı unutmayın.
Bohinj:
Bohinj de yine Blede yakın bir göl. Blede gidip gelirken uğrayabileceğiniz
diğer bir alternatif...
Ljubljana:
Ljubljana Slovenyanın başkenti ve en büyük şehri. Bilmeyenler için söyleyeyim
Maribor ve Ljubljana arasında sıkı bir rekabet var her açıdan. Ama Ljubljana
başkent olduğu için daha fazla gelişmiş ve son zamanlarda da turistik bir şehir
olmaya başlamış. Her ne kadar küçücük şehir gibi görünse de birkaç gün kalıp
çok güzel zaman geçirebilirsiniz. Şehirde çeşitli hosteller var. Biz Euro 2016
hazırlık maçları sırasında Slovenya-Türkiye maçına da denk gelip gitmiştik J
Şehirde birçok festival, kültür sanat etkinlikleri vs oluyor. Biraz alternatif
müzik-parti seviyorsanız şehrin Metel Kova adlı bölgesindeki barlara
gidebilirsiniz. He barlara gitmeseniz de sokaklarını bir gezip görün derim.
Şehrin ortasında triple bridge vs gibi turistik noktalar da var ama bizim
yazımız Maribor yazısı :P
Ljubljana
demişken, Slovenlerin 2 adet kendi bira markaları var. Bunlardan Union genelde
Ljubljana bölgesinde tercih edilen bira. Ljubljanada cafede barda herkesin
önünde Union var. Mariborda ise Laşko. Aslında ikisinin de fiyatları aynı. Ama
mariborda Union isteyince sanki bi garip bakıyorlar gibi gelmişti bana. He biz
genelde markette en ucuzunu alıyorduk o ayrı :D
Ptuj: Ptuj
Maribora 50 km ötede bir şehir. Ülkenin en eski şehriymiş. Azcık sıkıcı ama
sevimli bir yer. Günübirlik olarak gidebilirsiniz. Bus stationdan otobüs
kalkıyor sık sık. Zaten 1 saat sürüyor ücreti de 3 euro gibi bir şeydi.
Piran-Portoroz:
Bu iki şehri(!) birlikte yazıyorum çünkü birbirlerine çok yakınlar. Bu şehirler
Slovenya’nın minicik sahil şeridinde bulunuyorlar. Piran’dan yola çıktıktan 10
dk sonra Portoroza gelince burası nasıl iki ayrı şehir demiştim içimden :D Bize
göre kasaba kalır ikisi de. Neyse gelelim şehirlere
Piran küçücük
çok sevimli bir şehir. İtalyan izlerini oldukça fazla görebilirsiniz. Şehrin
yetiştirdiği klasik müzik sanatçısı Tartini şehirdeki meydana da isim vermiş.
Daracık sokakları bitişik renk renk evleri ile sevimli bir yer. Arabayla
gidecekler için park yeri bulmak sıkıntılı ve pahalı... Gitmeden önce kültürel
etkinliklere bakın derim. Tartini ile ilgini bir çok klasik müzik etkinliği
oluyor.
Portoroz ise
pirana çok yakın olmasına rağmen oldukça farklı. Portoroz daha çok lüks
otellere vs sahip. Daha modern duruyor ve daha çok yazlık tatiller için tercih
ediliyor. Çok fazla İtalyan, Avusturyalı ya da Hırvat görebilirsiniz. Yazın ya
da nisan-mayısta gidiyorsanız mayolarınızı yanınıza alın. Ayrıca haziranda çok
büyük bir Harley Davidson etkinliği oluyor. İlgilenenlere duyrulur.
Slovenya
küçük bir ülke ama çeşitli amaçlarla gezmek isteyenlerin alternatif
bulabileceği bir ülke. Özellikle kış sporları, dağcılık vs gibi sporlarla
ilgileniyorsanız tercih edebilirsiniz. Ayrıca bazı çok ünlü mağaraları da var
fakat ben gidememiştim...
5- https://prevoz.org/ : Şimdi Slovenya ile ilgili enn önemli şeylerden
birini paylaşıyorum. Bu küçük ülkemizde şöyle bir araştırma yaparsanız
otobüstür trendir bu alternatiflerin az olduğunu göreceksiniz. Bunun nedeni bu
prevoz denen olay. Prevoz aslında bildiğiniz blablacar ama Slovenlerin
blablacarı. Site slovence ama çok basit zati kullanımı biraz translate
kullanarak çözebilirsiniz. Nasıl işliyor bu olay derseniz gitmek istediğiniz
şehri yazıyorsunuz çeşitli gün ve saatlerde alternatifler çıkıyor. Karşıdaki
kişiyi arayıp ya da mesaj atıp ben de senle gelmek istiyorum diyorsunuz. Zaten
tarifeler de belli. O kişi de sizi belirli bi yerden alıyor. Örneğin
Ljubljanaya nerdeyse günün her saati prevoz bulmak mümkün ve tarifesi de %99
ihtimalle 5 euro. Güvenilir mi bu derseniz ben Ljubljanaya gitmek için tren ya
da otobüs kullanan bir Sloven hiç görmedim. Ben de sanırım 4 kere falan bu
yolla maribordan Ljubljanaya bikaç kere Viyana’ya 1 kere de Graz’a gitmiştim.
Viyana’dan her gün 2-3 kere prevoz kalkıyor. Graz-Maribor-Ljubljana rotasında
gidiyor. Ayrıca genellikle Venedik’e, Milan’a ve Budapeşte’ye de prevoz
bulunuyor. Erasmus süresince prevozu sık kullanacaksınız. Buraya bir ekleme daha yapmak istedim, Slovenya ve civarını gezmenin bir diğer yolu da araba kiralamak. Bizim yaptığımız gezilerin yarısında falan araba kiralamıştık. Kendi arkadaş gruplarınızı oluşturup civarı gezebilirsiniz.Slovenya konum olarak çok güzel bir yerde. Biz daha önce Budapeşteye, Venedik'e, Bled'e Ljubljana'ya, Zagreb'e ve Avusturya'ya araba kiralayıp gitmiştik. Hem istediğimiz rotayı çizebiliyorduk hem de otobüs ya da trenle olduğundan daha çok yere gidiyorduk. Aman kurallara uymayı unutmayın hemen yersiniz cezayı yoksa... Bir ekleme daha! Slovenya'da(ve diğer avrupa ülkelerinde), araba almak da iyi bir alternatif. 300 eurodan başlayan Türkiye'ye göre çılgın fiyatlar olabiliyor. Birkaç kişi bir araya gelip alabilirsiniz. Araba almak ya da kiralamayı düşünürseniz(avantcardan daha ucuz fiyata) buraya arkadaşımın numarasını yazıyorum size yardımcı olacaktır benim blogumdan geldiğinizi söylerseniz. Ayrıca 4-5 aylık uzun süreli de kiralayabilirsiniz uygun bir fiyat yapacaktır :) Whatsapptan ulaşabilirsiniz
Tilen Štruc : +386040813609
tilenstruc94@gmail.com
6- Tyrševa hakkında: Tyrševa yurdu kesinlike bence
Maribor’da erasmus yapmanın çok önemli ve güzel bir parçası. Ben Tyrševa’dan
bahsedicem çünkü orda kalmıştım. Bence gospo yurdunda da güzel bir ortam vardı
fakat Tyrševa konumu nedeniyle bi tık daha öne çıkıyor. Biraz yurttan bahsedeyim
en iyisi. Yurt karışık bir yurt. Ama karışık dediysek odalar kız-erkek karışık
değil ama mesela bi odada iki kız kalıyorken yan odada iki erkek kalıyor. Hee siz
bi arkadaşınızla sevgilinizle vs oda arkadaşı olmak isterseniz yardımcı
olurlar. Yurtta birlikte kalan çiftler vardı.
Odalar 2 kişilik ve metrekare olarak küçük. Dolaplar da
kızlar için biraz küçük gelebilir. Benim tavsiyem yanınıza şu arkası yapışkanlı
askılardan götürün bence iş görüyorlar. Odanızın temizliğinden siz sorumlusunuz
ve dönemin başında odanızın temizliğini kontrol etmeye geliyorlar.
Yurtta mutfak banyo ve tuvalet ortak kullanılıyor. Mutfakta
çok fazla zaman geçireceğinizi sanmıyorum açıkcası. Biz genellikle kahvaltı
yapmak ya da pre-drinking için kullanıyorduk. Mutfakta her odanın kendine ait
bir mutfak dolabı var. Burada tasınızı çanağınızı makarnanızı neyin
saklayabilirsiniz ama buzdolapları (her katta 4 tane) ortak. Sütünüze şarabınıza
falan adınızı yazın. Banyo konusunda da siz şanslısınız çünkü duşlar bu dönem
yeni değiştirildi J Tuvalet içinse tamam kabul ediyorum
burası biraz sıkıntılı. Bi kere avrupada taharet musluğu yok geyiğini zaten
duymayan yoktur. İlk iş musluğa bakıp da bulamadıktan sonra yine hatırlayacaksınız
bu geyiği. Neyse. Tuvaletin banyonun ve mutfağın temizliğini görevli
temizlikçiler yapıyor. Fakat haftasonu çalışmıyorlar. Yani size tavsiyem Pazar akşamı
tuvaletinizi tutun :D Ben tuvaletler ortak kullanım olduğu için pek güvenemiyordum
ve kullanmadan önce domestos gibi fısfıslı bir şeyden önce bi sıkıp sonra
kullanıyordum. Böyle gözünüzü de korkutmayayım zamanla alışırsınız yapcak bir
şey yok...
Her katta 2 tane balkon var çok büyük değiller ama
havalar güzel olunca oralarda vakit geçirmek güzel oluyor. Özellikle 6. Katın balkonu
bence çok güzel. Orada rakı geceleri bile yapmıştık. Güzel bir manzaraya sahip.
Ayrıca yurt şehir parkının hemen yanında. Yine güzel
havalarda battaniyelerimizi alıp orda yatıp kitap okuyup, voleybol vs
oynuyorduk. Türkiye’de pek yaygın değil bu park olayı ama orda güneşi gören
atıyor kendini bu parka. Park dediysem bizdeki parklar gibi aklınıza 3 tane
ağaç gelmesin. Ucu bucağı yok zaten ormanla birleşiyor bi süre sonra. Adı da
Mestni park yani şehir parkı anlamına geliyor.
Tyrševa yurtları 3 bina bir arada ama erasmus
öğrencileri 1. Yurt binasında ve ilk iki katta kalıyor. Yani Sloven biriyle oda
arkadaşı olmayacaksınız büyük ihtimalle başka bir erasmus öğrencisiyle oda
arkadaşı olacaksınız. Mariborda çoooooook fazla Türk erasmus öğrencisi olduğu
için başka bir Türkle oda arkadaşı olmanız da olası benden demesi...
Yurdun bence en kötü yanı yurtta çamaşır yıkamak! 3
bina için 4 tane falan çamaşır makinesi var ve bu tabi ki yetersiz. Makineler de
çok temiz değil gitmeden yanınıza ıslak mendil alın ve deterjan haznesini vs
temizleyin derim ben. Makineler beko marka bu arada. Çamaşır yıkamak ve
kurutmak 1.5ar euro. Siz çamaşırları asmak istiyorsanız arkadaşlarınızla bir
araya gelip askılık alın derim. Yurtta mevcut bikaç askılık var ama hep
kayboluyor ya da birileri alıyor dolu oluyor vs. Şimdiden kolay gelsin
Odanızı temizlemek için elektrik süpürgesi vileda gibi
şeyleri kimliğinizi vererek ödünç alabiliyorsunuz. Ayrıca yine kimliğiniz
karşılığında pinpon odasını ücretsiz kullanabiliyorsunuz ama raketleriniz ve
topunuzun olması lazım. Hee bir de yurtta ücretsiz spor salonu da var ama ben
hiiç gitmedim donanımı nasıldır bilmiyorum.
Önemli hatırlatma!!!! İnternet kablolu. Kablonuzu götürmeyi
unutmayın yoksa Mariborda çok saçma bi fiyat karşılığı almak zorunda
kalabilirsiniz. Ayrıca yurtta wifi da yok isteyen burdan modem gibi bir şey
götürüp kendi wifi bağlantısını yapabilir(sonra bütün kat şifrenizi isteyecek).
Ya da bilgisayarınıza connectify indirip bilgisayarınızı modem yapacaksınız.
7- Erasmus: Maribor erasmus için güzel bir alternatif
bence. Ofis ve ESN gerçekten çok ilgili ve problemlerinize yardım etmeye
çalışıyorlar. Her erasmus öğrencisinin bir buddysi var. Bu buddy dediğim
insanlar sizinle gelmeden önce kontak kuruyor(ya da siz de onları facebooktan
bulup ekleyebilir ya da mail atabilirsiniz, hatta atmalısınız). Sizinle gelmeden
önce neler olacağına dair küçük programlar vs paylaşıyorlar. Maribora gidince
size etrafı tanıtıp ne nerde öğretiyorlar vs.
Maribor’a gidince ilk yapacağınız şey fakültenize
gidip gerekli belgelerinizi almak oalcak. Sonra bu belgelerle kuponlarınızı
yaptırmaya gideceksiniz. Bu en önemli adım bence.
İşin eğlence kısmına gelirsek ESN Maribor sizin için
welcome weeks denen bir adaptasyon programı hazırlıyor. Bu programda kültür,
sanat, spor gibi sizi birbirinizle kaynaştıracak etkinlikler ve gece de
partiler var. 2 hafta sürüyor ve belli bir ücret karşılığı bu paketi
alıyorsunuz. Ayrıca ESN birçok gezi de düzenliyor.
İngilizce konusunda da demek istediğim şeyler var. Slovenler
çok büyük oranla iyi ingilizce konuşuyor.(50-60 yaşın altındaki insanlar ve
genç nüfusun hepsi) Esnaf da erasmus öğrencilerine oldukça alışkın. Aslında erasmus
öğrencileri artık şehrin bir parçası olmuş diyebilirim. O yüzden İngilizce konusunda
zorluk çekmeyeceksiniz. Üniversitede ise anadilde eğitim veriliyor. Yani siz
Slovenlerle derse girmeyeceksiniz. Sizin için ayrı sınıflarda ingilizce olarak
ders anlatılacak. Ama zaten çok yoğun programlar beklemiyor sizi. Haftada 1 2
kere okula gidiyorsunuz genelde.
8- Yanınıza almanız gerekenler: Bence bu listenin başı
ilaçlar! Oradaki eczanelerde ilaçlar daha pahalı. Bence yanınıza kesin bir ağrı
kesici, bi mide-bağırsak ilacı(beslenme düzeniniz değişecek eğer bu konuda
hassassanız yanınıza alın derim), öksürük-boğaz ilacı(yalan söylemiyorum, 2. Haftanın
sonunda falan çok alkol tüketmekten ve çok yoğun programdan herkesin boğazları
şişti, öksürükten bütün kat kırılıyorduk. Zaten ortak alanda yaşadığınız için
arkadaşlarınızdan bulaşma ihtimali yüksek...) pastil, grip ilacı, yanık kremi,
alerjiniz varsa buna yönelik ilaç, vitamin ve sürekli kullanmanız gereken
ilaçlardan yedekli gidin. Buradaki bazı reçetesiz ilaçlar Slovenyada reçeteli
olabilir...
Mariborda kış bize göre daha şiddetli geçiyor (1
mayısta kar yağdı artık siz düşünün). Buna uygun mont ve ayakkabı
Normal kıyafetlerinizi siz seçeceksiniz ama yanınıza
bol bol iç çamaşırı ve çorap koyun. Çok fazla çamaşır yıkamak istemeyeceksiniz
ya da çok sıra olacak. Benim gibi “Simge yaaa bana bi çorap verir misin temiz
çorabım kalmamış” dememek için önleminizi alın. Hatta tavsiyem en eski
çoraplarınızı, pijamanızı vs götürün ordan dönerken atarsınız ben öyle
yapmıştım.
Ben yanıma bikaç hurç götürmüştüm küçüklerinden. Yazlık
ve kışlıkları kaldırmıştım.
Küçük saç kurutma makinesi(ben bunu mariborda
almıştım. Siz de oraya gidince oda arkadaşınızla ortak vs alabilirsiniz)
İğne iplik(ben yine bunu götürmemiştim muhakkak
götüren biri olur diye)
International Dinner: yukarda bahsettiğim welcome
weeksin içinde bir international dinner gerçekleşiyor. Nedir bu derseniz şöyle,
her ülkeden erasmus öğrencileri kendi ülkesine ait yemeklerden yapıp ikram
ediyor. Herkes hem kendi kültürünü tanıtıyor hem diğerlerininkini tadıyor. Bu kapsamda
yanınızda Türkiyeye özgü bir şey götürmelisiniz bence. Ben yanımda cevizli
sucuk lokum ve rakı götürmüştüm. Bazı arkadaşlarımın anneleri tarhana koymuştu.
Bence tarhana çok işe yarıyor. Hem o gün ikram ettik hem de kendimiz
hastalandığımızda içtik. Ayrıca çay tiryakileri çaydanlık ve çay bile
getirmişlerdi. Bu etkinlikte Türklerin masası en büyük masaydı ve herkes
kesinlikle en çok bizim masamızı beğenmişti(asın bayrakları). Biz tarhana
çorbası, yoğurt çorbası, ayran, cacık, lokum, cevizli sucuk, baklava, kısır,
patates salatası, sarma, çeşitli mezeler vardı. Muhallebi, sütlaç, un helvası
falan da yapımı kolay tatlılardan. Ya da yanınızda şu marketlerde hazır satılan kuru tatlılardan götürüp orda üstüne şerbet yapıp dökebilirsiniz(kemalpaşa, şekerpare, kadayıf gibi tatlılar) Artık siz de memleketinize göre bir şeyler
götürmelisiniz. Ayrıca asın bayrakları da demişken bayrak da götürün. Hatta ben
şu küçük kağıt bayraktan da götürmüştüm herkese dağıtmıştık :D
Yazı baya bi uzun oldu ama ne Maribor ne erasmus bu
kadarla bitmez. Kalan kısmını da siz yaşayıp görün. Umarım yardımcı bir yazı
olmuştur. Size de gönlünüzce bir erasmus diliyorum. İnşallah her şey sizin için
iyi geçer
PS: What happens in erasmus stays in erasmus ;)
sLOVEnia
PS2: Aklınıza takılan şeyleri sormakta çekinmeyin, seve seve yardımcı olmaya çalışırım.
esin.yegin@hotmail.com Edit1: Genellikle erasmus öğrencileri 2. el bisiklet alıyorlardı. Facebooktaki erasmus gruplarında ben bisiklet arıyorum vs yazabilirsiniz ya da pazar günleri bir bit pazarı kuruluyor(ben hiç gitmedim yerini bilemiyorum o yüzden). Bütün arkadaşlarım ordan bisiklet almışlardı (20-30 euro arası sanırım). Bu pazarda sadece bisiklet yok 2. el başka şeyler de var. Özellikle gospo ya da quadroda kalanların hepsi için bisiklet şart bence. Tabii ki herkes kurallara uyuyor dememe gerek yok sanırım. Bazen bisiklet yolunda ters yönde gidince polis durduruyor her zaman değil tabi ama kurallara uymakta fayda var her zaman. :) Bir de ben gospo yurdunda görmüştüm o yurtta kalanların bisikletlerine sticker gibi bi şey yapıştırıyorlar o stickerla park yerlerini kullanabiliyorsunuz. ama Tyrseva yurdunda öyle bi şey yoktu. Benim bisikletim yoktu ama arkadaşlarımdan ödünç alıp kullanmıştım çok fazla. Hem ulaşım hem de civardaki güzel yerleri keşfetmek için iyi bence. Dönerken de herkes aynı anda bisikletini satmaya çalışıyor. Satabilen satıyor... Edit2: Sınav dönemi ise, hangi fakültede olduğuna bağlı bence. Ekonomi fakültesi en organize fakülte bence. Dönemin en başında öğrencilerine bir program veriyor derslerin tarihleri sınavların tarihleri vs belli çünkü en çok erasmus öğrencisi ekonomi fakültesinde. o yüzden küçük çaplı bir sınav dönemi oluyor. Ama ben makine fakültesindeydim ve 2 tane falan da seçmeli sanat dersi almıştım. Bütün derslerin sınav tarihlerini vs sınıf arkadaşlarımız ve hocalarla ortak belirlemiştik yani istediğimiz tarihlere koyduk. Sınavlar göreceli tabi ama bence türkiyeye göre çok kolaydı benim girdiğim sınavlar. Bence dersleri birazcık önemsiyorsanız eminim geçersiniz erasmus öğrencilerine çok kolaylıklar sağlıyorlar... Şimdiden başarılar :)
Here is my presentation for technical textile course. Its about technical textiles for buildtech. This subject was interesting to work about it. Day by day technical textile usage will increase in constructions. You can see what are the properties of materials, what kind of fabric used, what are the production methods and some examples of use. Thank you for visiting!
Market alışverişi (SPAR marketten) (yanınızda sürekli bez çana taşıyın ve benim gibi poşete para vermeyin!) Tost ekmeği 2.09€ Bir çeşit dilimli peynir 1.68€ Portakal suyu 0.78€ Yoğurt(galiba ayran yaa bu...) 0.58€ Yeşil çay 1.28€ Poşet 0.14€ Toplam = 6.55€ Pazardan aldığım elma 0.40€ (kilosu 0.50€)
Harcamalar devam ediyordu.. Paracıklar uçuyordu... Saç saç paraları leylayaydı.......
ESN card & sim card 7€
Welcome week(ESNin hazırladığı etkinliklerin olduğu paket) 50€
Okul kartı için postaneye yatırdığımız para 14.5€
Telefonuma yüklediğim para 10€
Heineken x2 2.64€
Lasko(bira)
35lik Jager (8.39€)
Ananas
Muz
Salata
Toplam 14.12€
Partiye girişte verdiğim vestiyer parası 0.50€
Galeriada arkadaşımda paylaştığım pizza 2.40€
Dönercide yediğimiz dönerimsi şey + kola 4.5€
Q cityde içtiğim yeşil çay 1.60€
Küba restoranında yediğim şey 4küsür€
Mackanın yanındaki kafede içtiğim bira 2.80€
Mackada içtiğim kahve 2.30€(sanırım....)
Erasmusa geleli 24 saat bile olmadı ama para harcamalar şimdiden başladı. Öncelikle Mariborda olduğumu söyleyeyim. Dün akşam 16.45te uçağımız Ljubyanaya indi ve oradan Maribora goopti.com dan daha önce ayarladığımız servis ile geldik.
Bu goopti.com olayı bayaaa güzel. 17.30da bizi havaalanından aldı ve yurdun önüne kadar getirdi. 2 saat civarı sürdü ve hiç yorulmadık. Bu servisin rezervasyonunu ne kadar erken yaparsanız o kadar iyi. Arkadaşım benden 10 gün önce yaptı 22€ ödedi. Ben 40€ ödedim geç aldığım için....
İlk gece yerleşip biraz etrafı gezdikten sonra ertesi günilk işimiz markete gitmek oldu. Markete 30.24€ ödedim. Ve aldıklarım;
Tuvalet kağıdı
Portakal suyu
Sarı bez
Süt
10lu mendil
küçük ve büyük su (bunu dayanlışlıkla soda gibi olandan almışım)
Muz
Tost ekmeği
Salam
Kaşar gibi bi peynir
Sürme peynir
Şampuan
Deodorant
Diş macunu
Bulaşık deterjanı
Islak mendil
Plastik bardaklar
Bi tane bisküvi gibi bi şey..
Markete gitmeden önce hiçbir şey yememiştik dolayısıyla bi yere girip sandviç söyledik. Yerin adı Q City ve çok güzeldi bence.
Ben Toskanski adlı küçük sandviçlerden 3 tane yedim (ama 2 doymanıza yeter) 3.5€
Burada portakal suyu ve kahve de içtik. Toplam 7.20€ ödedim.
Daha sonra yurda geldikten sonra Europark adlı alışveriş merkezindeki kocamaaan markete gittim. Amacım yastık almaktı markette vardır diye umdum ve haklıymışım.
Yastık 10Euro
Saç kurutma makinesi(baya küçük philips) 11 Euro
1 adet cam kupa bardak 90 cent
1 adet küçük çatal 59 cent
1 adet sakız 51 cent
Harcamalar burda bitmedi tabi.. Dönüşte bira içtik 2.5€ ona verdik ve yemek yiyecek bi yer bulamayınca yurda döndük. Aldığım malzemelerle sandviç hazırladım. Ve yeni insanlarla tanıştık.
Polonyalılar bize 2 şişe vodka açtılar ve sürekli içirdiler. İlk başta 6 kişiyken 16 kişi falan olduk. Finli 2 çocuk 1 ispanyol 1 çek ve birsürü polonyalı ve türk dışarı çıktık.
Ancora diye bir yere gittik burda herkes bira içti ve bazılarımız bir şeyler yedi. En az 80 euro gelmesi gereken hesap 44 euro geldi... Biraları ikram mı ettiler yoksa adisyona yazmayı mı unuttular anlamadım. Çaktırmadım ve herkesten para toplayıp hesabı ödedim.
Ben de 3€ verdim.
Yine buradan çıkınca bir partiye gittik.
Giriş 5€ (saçmalık)
Vestiyer 1€...........
Tekila shot 2.5€
Partiyi çok sevmediğim için çok bir şeyler içmek istemedim ama bira 2.70€ idi...
Böylelikle ilk günden erasmusun para harcatan yüzüyle tanıştım... :)